Bileni, bilmeyeni, kulaktan dolma bilgilerle kendini şifacı olarak takdim eden bir yığın kişi oldu etrafımızda. Kiminle tanışsam yogacıyım diyor, kime selam desem biyoenerji uzmanı olduğunu iddia ediyor. El aldım, enerjim çok güçlü gibi bir takım yakıştırmalarla kendini öven insanlarla karşılaşıyorum bu ara. Hemen herkes, her gün sayfalarca olumlama yayınlıyor; sahte ile gerçek birbirine karışıp eriyor. Uzman kelimesinin ayağa düştüğü bu dönem korku bulutları gibi etrafımızı sarıyor. Şifa gücünün farkına varmak ve bu gücün hepimizde var olduğunu bilmek elbette ki çok güzel ama ustalaşmak, zaman ister, emek ister; bilgilerinizi dosdoğru paylaşabilmek zaman ister. Her usta çıraklığını tamamlamak zorundadır. Bunu tamamlarken başkalarının enerjisi üzerinde deneme yanılmalar yapmak oldukça tehlikeli olabilir. Öyle ya neden dişinizi çektirme ihtiyacınız olduğunda doktora gideriz? O zaman biz çekelim birbirimizin dişini, ilaçlar yazalım önerelim birbirimize.

En iyi şifacılar size evrenin yaratıcı enerjileri ile ya da Tanrı’yla olan bağınızı hatırlatanlardır. İlahi üstünlük taslayarak, bununla övünerek, bunu üstün bir yetenek görerek yaşayanlar değil. Şifacılık farkında olma yetisi, inanç ve keşiftir. Şifacılık birilerine kanal olmak, önceki yaşamlarında kim olduklarını söylemek ya da psişik güç gösterileri sıralamak değildir. Bu bir büyü değildir.

Yarım yamalak, kulaktan dolma bilgilerle şifa vermeye kalkmak ya da rahatsızlıklarla bütünleşmeye kalkmak, enerjinin yönünü karıştırır. Bir şifacının görevi, sadece enerjiye yön vermektir, zira enerji sizin değildir. O evrene aittir. Size verilen hediye onu alıp aktarabilme becerisidir.

Şifa gücü, kendi kendini iyileştirme felsefesi, tamamen beden-zihin-ruh bütünlüğüne dayanır. Bu bütünlüğü sağlamayı başaran her birey kendi içinde barışı, huzuru ve mutluluğu yakalar. Zihni berraktır. Her şeyin farkındadır. Enerji akışı vücudunda mükemmel seviyededir. Kendini, tüm insanları, tüm canlıları ve doğayı eşit derecede sever. Hepsinin “BİR” olduğunu bilir. İşte IŞIK bu noktada yayılmaya başlar.

Dünyaya gönderilirken bize yüklenen bir hiçbir görev yoktur… Bizlerin tek görevi, bize verilen hayatı en iyi şekilde yaşamak, yaşamın tadını çıkartmak,var olan ve var edilen meselelerimizi çözmektir. Bu işin özü de topraklamaktır. Bizi şimdiki zamana geri getiren, rahatlayıp mutlu olmamızı sağlayan her şey topraklamadır. Topraklanmamış olanlar, odaklanmakta zorluk çekenlerdir. Huzursuz ve stresli olurlar. Çevrelerindeki her şeyi kontrol altına almaya çalışırlar. Enerjiyi topraklama ve arındırma işleminin bir amacı da, hayattaki duruşumuzun ve tavırlarımızın hangisinin özgün, hangisinin suni olduğunu bulmaktır.

Ellerinizden yoğun bir enerji akabilir, elleriniz ateşle yanabilir, elinizi koyduğunuz yer sıcacık yanabilir ya da ne siz ne de alıcı hiçbir şey hissetmeyebilir. Enerji illaki görevini yerine getirir. Şifacıların en önemli sorunu hasta ve hastalıkla özdeşleşmeleridir. Verdikleri şifa karşılığında minnettar kalınmayı beklerler, hastanın onun sayesinde iyileşip iyileşmediğini çok önemserler ya da şifa veremedikleri için üzüntü duyarlar, sorumluluk hissederler. Dediğim gibi kimse size böyle bir görev yüklemedi. Hasta ya da hastalıkla aynı titreşime girerseniz enerjiniz ayaklar altına düşer. Düşünce yapınız ondaki hastalığa olumsuz etki eder.

Ellerinizden enerji akmaya devam eder ama zihniniz hastalığa, acımaya, durumun vahimliğine odaklanırsa onu zihinsel olarak var etmeye devam edersiniz ve faydadan çok zararınız olur.

Meditasyon aklınıza geldikçe günde 10 dakika ayırmanızla sağlanacak bir denge değildir. Başlangıçta öyle başlasa bile devamında artık yaşamınızın bir parçası halini alacak ve “meditatif” halde kalmanızı gerektirecektir. Meditasyon beden-zihin-ruh bütünlüğünü, dengesini sağlayan tek unsurdur. Zihni berraklaştıran, sizi zehirleyen düşüncelerden arındıran, evrensel enerji ile bütünleşmenizi sağlayan ve farkındalığınızı artıran yegâne aracınızdır meditasyon. Yoga, Biyoenerji, Reiki şifacısı olarak kendilerini tanıtanları nazikçe reddediyorum çünkü almaları gereken temel eğitimi ve usta-çırak ilişkisini atlayarak kestirme yoldan şifa vermeyi amaçlıyorlar. Ustalaşmadan şifa vermeyi unutmalıyız. Ustalaşmak içinse daha alınacak yollar, kavranacak boyutlar ve titreşimler vardır.

Evrenin enerjisi sizindir. Bu sizin doğuştan gelen hakkınızdır. Onu istemeniz yeterlidir. Sözlerimi çok sevdiğim ve kendime yakın hissettiğim,öğreti ve deneyimlerinden sık sık destek aldığım Kundalini üstadı Yogi Bhajan’ın ışık dolu sözleri ile bitirmek istiyorum.

“Bir konuyu öğrenmek istiyorsanız onu OKUYUN.

Bir konuyu anlamak istiyorsanız onu İNCELEYİN.

Eğer o konuda ustalaşmak istiyorsanız,onu ÖĞRETİN.”

Şifa ile kalın…

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/her-yer-sifa-ama-herkes-degil/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/her-yer-sifa-ama-herkes-degil/" data-text="Her Yer Şifa Ama Herkes Değil…" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/her-yer-sifa-ama-herkes-degil/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p>1972-Ankara Doğumlu, bir çocuk annesi…<img decoding="async" class="alignright wp-image-7925 size-thumbnail" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/aysegulsavas-150x150.jpg" alt="aysegulsavas" width="150" height="150" /><br /> 1993-Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Sahne Sanatları Oyunculuk Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. Daha okul yıllarındayken, aldığı eğitim gereği, yoga, meditasyon, eskrim gibi eğitimleri uzman eğitimcilerden o yıllarda alarak bu alanlarla tanıştı. Mezun olduktan sonra, uzun yıllar Devlet Tiyatroları’nda oyuncu olarak görev aldı. Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin kimi eserlerinde yönetmen yardımcılığı yaptı. Meslek kariyerine, Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak devam etti. Sanat terapisi üzerinde özel eğitim ve sertifikalar alarak, çocuklar üzerine yaratıcı drama eğitmeni olarak çalıştı. İstanbul da bir süre Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nin sanat koordinatörlüğünü yaptı.<br /> 2010 yılının Şubat ayında Antalya’nın sevimli bir kasabası olan Kaş’a yerleşti. Yine çocuklardan kopamadı ve Demre ilçesine bağlı bir ilköğretim okulunda yaratıcı drama derslerine girdi. Doksana yakın öğrenci ile bir yıl boyunca çalıştı. Aynı yıl Kaş Gökçeören köyü İzne mahallesindeki kapıları kapanmış eski bir ilköğretim okulunun yeniden yapılandırılmasında gönüllü olarak çalıştı. On dönümlük badem ağaçları ile çevrili bu okulun, sanatsal atölyelerinin oluşturulmasında ve restorasyonunda çalıştı. Bu sırada tanıştığı Ağaç Yakma Sanatı ile uzun bir kış geçirdi; Kalkan Kültür Evi’nde bir ağaç yakma sergisi düzenledi. Elliye yakın eseriyle bu eski Osmanlı sanatının geçmişini yâd etti. Kaş’ın 800 metre yukarısında bir köye yerleşerek çalışmalarını eski okul binasının restore işleriyle bütünleştirdi. Bu sırada yakınlaştığı renk kavramı onu Color Therapy (renk terapisi) ile tanıştırdı. Öğrencilik yıllarında öğrendiği Kundalini Meditasyon çalışma biçimini tekrar uygulamaya ve renklerin gizemli dünyalarına yönelmeye başladı. Aynı yıl kış aylarında, Kanada’nın Ottawa şehrinde, metaterapik seans alarak tam 6 ay bu alanda çalıştı. International Metapysics of Special Academy ile yolları kesişti. Biyoenerji ve renk terapisi üzerine bir yılı aşan eğitimi tamamlayarak, sertifika almaya ve renk terapisti olmaya niyet etti. Hollandalı biyoenerji uzmanı Maher’den eğitim süresince uygulamalı Kral Dokunuşu Şifa yöntemini öğrendi. Eski okul restorasyonunun sonunda, -yeni adı ile- Mektephan’da alternatif turizme yönelik, sanatla iç içe, farklı terapi yöntemleri ile dolu yepyeni atölyeler açmayı hedefledi. Halen Mektephan’da renk terapi uzmanı olarak çalışmakta, her yaz renklere yakın, rengârenk yaşayan dostlarıyla yeni seans ve çalışmalarına devam etmektedir.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This