Mükemmeliyetçi kişiler kendilerine son derece katı ve zorlayıcı kurallar belirler ve performanslarını bu kurallara göre ölçerler. Bunun getirdiği sorun, kendisine katı kurallar (‘tüm notlarım 80’in üstünde olmalı, yoksa tamamen başarısızım demektir’vb.) belirleyen kişinin devamlı olarak hedeflerini ya hep ya hiç şeklinde değerlendirme döngüsüne yakalanmasıdır. Bu kişi sonuçta muhtemelen ya tamamen başarısız olduğunu (79 almak vb.) düşünecek veya hedefini yakaladığında da (80 almak vb.) bunu küçümseyecek ya da daha da yüksek standartlar (‘80 yeterince iyi değil, 85 almalıyım’ vb.) belirleyecektir. Bu nedenle standartlarınıza göre ne kadar başarılı olduğunuza dair katı kurallar kullanmak sizi asla kazanamayacağınız bir duruma sürükleyecektir. Aşağıda bu kısır döngüyü değiştirmeye yardım edecek iki yöntem açıklıyoruz: Kuralların yerine prensipler koymak ve mükemmelin altındaki performansı kabullenmek.
Kuralların yerine prensipler koymak: Esnekleşmek
Performansınız için koyduğunuz kurallara tekrar bakıp onların yerine prensipler belirlemek faydalı olacaktır. Christopher Fairburn’un yaptığı ayrımı kullanacak olursak ‘kurallar kırılır, prensipler esner’. Bu, ‘asla çikolata yememeliyim’ gibi katı bir kuralı ‘sağlıklı beslenmeyi ve her gün çikolata yememeyi hedefliyorum ancak arada sırada biraz yersem sorun değil’ şeklinde bir prensiple değiştirebileceğiniz anlamına gelir.
İlk adım tüm ‘kural’larınızı, ‘gerek’lerinizi, ‘şart’larınızı listelemektir.
Hapishanedeki mahkûmlara bile iyi halden dolayı süre indirimi ve şartlı erken tahliye şansı verilir. Siz hiç süre indirimi alıyor musunuz? Kendi etrafınıza ördüğünüz kural ve düzenlerin hapishanesinden hiç tahliye oluyor musunuz? Günde beş porsiyon sebze meyve yeme kuralı bir prensibe dönüşürse, arada ucuz bir dergi okursanız, bir gün arabanın yağının kontrol etmezseniz kimseye bir zarar gelmez. Birinin doğum gününü unutursanız bir şey olmaz, giysilerinizi yerde bırakmak da kimse için tehlike oluşturmaz (kapı ağzında ayakkabıları bırakmak hariç, çünkü biri onlara takılıp düşebilir). Bizim sözümüze inanmanız gerekmez. Kendiniz deneyin – ve kurallarınızı prensiplere dönüştürmek için davranışsal deneyleri kullanın.
İşleri mükemmelin altında yapmaya yönelik davranışsal deneyler
Kurallarınızı gevşeterek onları prensiplere dönüştürmenin bir yolu, işleri mükemmelin altında, yanı kusursuz bir standarda göre değil de yeterince iyi şekilde yapmaya yönelik deneyler oluşturmaktır.
İşleri mükemmelin altında yapmanın pek çok yolu vardır – işin sırrı kendiniz için koyduğunuz kuralları betimlemek ve işi mükemmelin altında yaptığınızda ne olduğunu sınayacağınız davranışsal deneyleri yapmaya devam etmektir. Örneğin, birisinin evine sadece mükemmel şekilde pişirilmiş bir kek götürmeniz gerektiği şeklinde bir kuralınız varsa o zaman biraz yamuk pişmiş bir kek götürmeyi deneyin; veya ofisten ayrılmadan her şeyi kusursuz şekilde dosyalamanız gerektiği şeklinde bir kuralınız varsa, bir gün dosyalamadan çıkmayı deneyin.
Bir işe harcanan zamanı azaltmaya yönelik davranışsal deneyler
Kurallarınızın yerine prensipler koymanın bir başka yolu da işlere ayırdığınız zamanı azaltmaktır. Bunun etkisinin ne olduğunu denemek için yine davranışsal deneyleri kullanabilirsiniz. Terapiye gelen pek çok insan bunu yapmaya – örneğin, bir raporu hazırlamaya on saat yerine üç saat harcamak gibi – çekimser yaklaşır. Ancak, birkaç davranış deneyi yaptıktan sonra, ders notlarında olsun, iş performansında olsun, sanat/spor alanlarında olsun, bir işe daha az zaman harcadıklarında da genelde benzer sonuçlar elde ettiklerini şaşkınlıkla görürler. Bunun nedeni, mükemmeliyetçilik sorunu yaşayan kişilerin pek çok zamanı endişelenmeye veya faydasız davranışlara (bir paragrafı tekrar tekrar okumak gibi) harcamasıdır.
Pek çok insan daha az zaman harcayarak daha önceki sonuçların aynısını elde edebildiklerini şaşkınlıkla öğrenirler. Kullandığınız zamanla ilgili kuralları gevşetmenin artısı daha az endişeli hissetmeniz ve hayatınızı daha dengeli yaşamak – örneğin, işte çok fazla zaman geçiriyorsanız hobilerle ilgilenebilmek – için artık daha çok zamanınızın olmasıdır. İşleri mükemmelin altında yapmaya yönelik davranışsal deneylerde olduğu gibi bu deneyleri de sık sık tekrarlamak, yüksek standartları yakalamak için harcadığınız zamanı azaltmanıza yardımcı olacaktır.
Kurallardan özgürleşmek: Mükemmelin altındaki performansı kabullenmek
Kurallara dayanan ya hep ya hiç düşünce tarzının getirdiği kısıtlamalardan kurtulmanın son yolu da mükemmelin altındaki performansı kabullenmeyi göze almaktır. Kişinin mükemmeliyetçiliği aşarak hayatındaki olumsuz etkilerini – yorgunluk, endişe, asla yeterli zamanın olmaması – azaltabilmesi için, kendi performansından tamamen tatmin olmamayı en azından bir ölçüde kabullenmesi gereklidir. Başarı için çabalamak genellikle özdeğere ulaşmanın bir yolu olarak kullanılır; ancak kişinin özdeğerini çabayla ölçmesi büyük sorunlara yol açabilir.
Daha esnek ve özgür olmak için, performansın daima mükemmel olamayacağını olumlu bir şekilde kabullenmeyi ve daha dengeli bir yaşam için tamamen mutlu olmayabileceğiniz bir performans seviyesine katlanmanın bir ihtiyaç olabileceğini öğrenmek gerekir. Mükemmelin altındaki performansı kabul edebilmek, mutsuz bir kadere pasif olarak katlanmak yerine, dengeli bir yaşamı kuvvetle ve bilgelikle seçen bir insana işaret eder.
Performansınızın her zaman mükemmel olamayacağını kabul etmeyi ve kurallara dayalı düşünce tarzınızı değiştirmeyi gözden geçirmenizi öneririz. Bunu yapmak daha esnek bir şekilde düşünme ve davranma kabiliyetinizi arttıracak, yaşamınızda daha fazla denge yakalamanıza yardım edecek ve sizi bu katı kurallardan özgürleştirecektir.