Merhaba,

1980’li yılların sonlarıydı. Bahariye’de Alternatif Center adı altında bir konferans ve eğitim merkezi açmıştım. Orada her gün yeni bakış açılarının paylaşıldığı konferanslar ve eğitimler veriliyordu. Tiyatro, müzik ve psiko drama çalışmaları yapılıyordu.

O yıllarda bireysel gelişim kavramı pek bilinmiyordu ülkemizde. Bireysel gelişimle ilgili tek bir kitap bile yoktu kitapçılarda. Bireysel gelişim eğitimlerinin ise esamesi bile okunmuyordu henüz.
İlk hangi yılda bireysel gelişim kavramıyla tanıştığınızı düşünün.
 
Buna rağmen arayış içinde olan, hayatı ve kendilerini sorgulayanlar konferanslarımıza ve eğitimlerimize katılıyordu. Sayıları bugünkü kadar çok değildi.

Cinsellikten ruhsallığa, egodan ben’e, ilişkilerden birey olmaya, gölgelerden aydınlığa, NLP’den bedenin bilgeliğine, çevre bilincinden foton kuşağına, genetik mutasyondan 12 DNA sarmalına, enformasyon çağından bilinç çağına geçişe kadar her şey üzerinde konuşuluyordu o konferanslarda ve eğitimlerde.

İnsanın hem bilinç hem biyolojik evrimleşmesi devam ediyor. Homo Sapiens olarak tanımlanan modern insan türünün sona ermekte olduğunu, Homo Novus denilen yeni bir insan türünün ortaya çıkacağını anlatıyordum konferanslarımda.

Homo Novus , Latince Yeni İnsan anlamına geliyor.

“Modern insan” türünün en uzak atası olan Homo Habilustan sonra evrimleşme sürecinde aşama aşama günümüz insanı (Homo Sapiens) oluştu. Evrim sadece biyolojik değildir, bilinç seviyesini de içerir.

Homo Novus türü insan tek tük de olsa binlerce yıldır aramızda. Tıpkı Neanderthal ve Homo Sapiens denilen iki insan türünün bu gezegende otuz bin yıl boyunca aynı anda varlığını sürdürmüş olduğu gibi. Şu anda da Homo Sapiens ile Homo Novus insan türü bir arada yaşıyor. Homo Novus insan türünün sayıları gittikçe artıyor.

Onları şekil olarak ayırt edemeyiz. Tıpkı bugün bile bir Neanderthal insanını giydirip kuşatsak modern insandan görünüş olarak pek ayırt edemeyeceğimiz gibi. (Belki Recep İvedik’e benzeyebilir:) Ama onları bilinç seviyelerinin gelişkinliğinden tanıyabiliriz. (Bilinç seviyesinin gelişkinliğini tanımak bile gelişkin bir bilince sahip olmayı gerektirir.)

 Alternatif Center dönemi çok kısa ama çok keyifli sıcacık zamanlardı.

Bir sene kadar süren bu güzel serüven, hem ekonomik olarak kira ve diğer giderleri daha fazla taşıyamadığımdan dolayı, hem de bir süreliğine Amerika’ya döndüğüm için sona erdi. Ama tohumlar atılmıştı bir kere. Her tohum uygun ortam içinde çiçeğini açar, meyvesini verir.

O güzel günlerde konferanslara katılan arkadaşların birçoğu bugün bireysel gelişim, koruyucu sağlık ve ruhsallık alanında eğitim veriyor, yazılar yazıyor. Modern dünyanın kıskaçları içinde daralmış ya da arayışına yeni başlayan insanlara ışık oluyor.

Alternatif Center kapandıktan sonra başka kapı açıldı. Hayat daima bir kapıyı kapatırken başka kapı açar. 1989-1994 yılları arasında her hafta Bilsak’ta “İnsan Potansiyeli” başlığı altında bireysel ve ruhsal gelişim ağırlıklı konferanslarda bildiklerimi paylaşmaya devam ettim.

Yıl 2010. Aradan geçen yirmi küsur yılda dünya hızla değişti. “Bireysel gelişim” ilgilenen ilgilenmeyen her insanın en azından aşina olduğu bir kavram. Birçoğu hala “Kişisel gelişim”le karıştırıyor olsa da!

Bu köşede neler paylaşacağımı henüz ben de bilmiyorum. İlham anda gelir. Ama şunu biliyorum. Bu sayfalar, yeni insana ait yeni bakış açılarını içeriyor olacak. Sağlıktan ruhsallığa uzanan her alanda hem bildiklerimi, hem değerli insanların görüş ve bilgilerini paylaşacağım sizlerle.

Bu değerli insanların görüşlerinin ve bilimsel araştırmalarının çoğu medyada yer bulmuyor. Çünkü bu görüşler hala ayakta durmaya çalışan eski sistemi desteklemiyor.

Araştırmacı, sorgulayıcı ruhlar! Bildiklerinizi paylaşın. Çevrenizde fark yaratın. Oluşmakta olan Yeni Dünya’ya adapte olma ve bilinçlenme sürecini birlikte yaşayalım.

Biz geliştikçe insan türü de gelişecektir!
Adını hatırlamadığım bir antropolog şöyle demişti; Maymunla İnsan arasındaki kayıp halkayı buldum. Biz!

Amaç Belirlemenin Gücü CD’imde ya da şu anda ismini hatırlamadığım bir kitabımda yer verdiğim Buda hikâyesiyle yeniden merhaba diyelim birbirimize.

BİLDİĞİNİ YAŞIYOR MUSUN?

Buda’nın yıllarca öğrencisi olan bir adam, hayatında hiçbir değişiklik olmamasından şikâyet eder. Buda’nın aydınlanma üzerine konuşmalarını yıllarca her gün dinlemesine rağmen, hala aydınlanamamıştır. Meditasyonun nasıl yapıldığını dinleyerek öğrenmiştir ama uygulamak konusunda pek başarılı değildir. Bir akşam cesaretini toplayıp, Buda’ya yaklaşır. “Yüce Bilge” der, “Yıllardır öğretilerini takip ediyorum. Aydınlanmaya giden yolu öğrenmeye çalıştım ama hayatımda hiçbir şekilde değişiklik olmadı.”

Buda sorar, “Peki ne soracaksın?”

“Yıllar boyu birçok insanın seni dinlemeye geldiğini gördüm. Kimi dinlemeye devam etti, kimi bir süre kaldı ve gitti. Monklar, rahibeler, fakirler, zenginler, erkekler, kadınlar, çocuklar seni dinledi. Bazıları amaçlarına ulaşmış görünüyordu. İç huzuruna kavuştukları belli oluyordu. Başkalarıyla ilgileniyorlardı, neşeli ve canlıydılar. Ama bu çoğu insan için geçerli değil. Çoğu insan sana geldiği ilk günden pek farklı değil. Hatta bazılarının yaşam koşulları daha kötüye bile gitti. Büyük bir bilgesin. İnsanlarla ilgileniyorsun. Gücünü onlara yardım etmek için niye kullanmıyorsun? Onlara büyük amaca ulaşmaları için niye yardım etmiyorsun?”
“Evin nerede?” diye sorar Buda.

Budanın yüz ifadesi şefkat doluydu ama verdiği yanıt konuyla hiç ilgili görünmüyordu. Adam, Buda’nın soruyu anlamadığını düşündü. Evinin bulunduğu kasabanın ismini söyledi. Ama birkaç yıldır evinden uzakta olduğunu iş aramak için farklı bir kasabada yaşadığını anlattı.

“Peki, evine bazen gidiyor musun?” diye sordu Buda.

“Elimden geldiğince sıkça gidiyorum” dedi adam. “Ailem hâlâ orada yaşıyor. Birlikte büyüdüğüm arkadaşlarım orada. Bir gün evleneceğimizi düşündüğüm kız arkadaşım orada.”

“ Oraya sıkça gittiğine göre yolu çok iyi biliyor olmalısın” dedi Buda.

“Avucumun içi gibi iyi bilirim” dedi genç adam. “Gözüm kapalı bile oraya gidebilirim.”

“Yolu bu kadar iyi biliyorsan, oraya nasıl gidileceğini soran birine yolu net ve doğru biçimde tarif edebilir misin?” diye sordu Buda.

“Bana oraya nasıl gidileceğini soran herkese en iyi tarifi daima veririm” dedi genç adam.

“Peki, sana yolu soran herkesin oraya gittiğini düşünüyor musun?” diye sordu Buda.

“Tabii ki hayır” dedi adam. “Bazıları soruyor ama daha sonra gitmeye zaman bulamıyor. Ya da gitmekten vazgeçiyorlar. Bazıları da daha sonra gideceklerini söylüyor.”

“Peki, gideceklerini söyleyenlerin kaçı kasabaya varıyor?” diye üsteledi Buda.

“Kasabaya giden yol zorlu bir yol. Bazıları yarı yoldan dönüyor. Bazıları epey yol aldıkları halde daha fazla dayanamayıp geri dönüyor. Sadece kasabaya gitmeyi amaç edinenler kasabaya varıyor” diye yanıtladı genç adam.

“O zaman ikimiz de benzer bir deneyim yaşıyoruz” dedi Buda. “İnsanlar bana geliyor. Çünkü yolu çok iyi bildiğimi düşünüyorlar. Onlara yolu anlatmamı istiyorlar. Yolun tanımını dinlemekten keyif alıyorlar. Ama hepsi yola çıkmayı seçmiyor. Ya da yolun tamamını yürümek istemiyor. Bu nedenle de büyük amaca herkes ulaşmıyor. Tıpkı senin gibi, ben de herkese yolu net bir şekilde tanımlıyorum. Ama onları ittirerek ya da sırtımda taşıyarak oraya götüremem. Söyleyebileceğim tek şey, yolu kendim yürüdüğüm için bu yolculukla ilgili deneyimlerimi onlarla paylaşmak. Bu benim deneyimim. Deneyimlerimi seninle de başkalarıyla da zevkle paylaşırım. Ama daha fazlasını yapamam. Sen de amacına ulaşmak istiyorsan, yolda kendin yürümelisin.”

Kıssadan hisse:

  • Amacının ne olduğunu bil. Oraya nasıl varacağını bilmek için yolun tarifini iyice öğren.
  • Yolda yürüyecek olan sensin. Yolu başkaları (gurular, öğretmenler, liderler) senin adına yürüyemez. Onlar sana yol gösterir. O kadar. Yaşamının tek sorumlusu sensin.
  • Amacına ulaşmak için bilmek yetmez, bildiklerini uygulamak gerekir. Yolda kendin yürüyeceksin. O yolun TEK yolcusu sensin. Bunun için dünyaya geldin. Kendi armağanını dünyaya sunmak için.

Sevgiyle hoşça olun.

Nil Gün

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/yeni-dunya-yeni-insan/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/yeni-dunya-yeni-insan/" data-text="Yeni Dünya Yeni İnsan" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/yeni-dunya-yeni-insan/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><img decoding="async" class="alignleft wp-image-3760 size-thumbnail" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2018/02/JW0rM3p-150x150.jpeg" alt="" width="150" height="150" />1952 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudu.<br /> 1972 yılında gittiği Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde on dört yıl sürekli, on iki yıl da aralıklarla yaşadı. Kaliforniya’da alternatif sağlık, alternatif eğitim, insan potansiyeli ve hümanistik psikoloji alanlarında eğitim gördü.<br /> Zihin Bilimi, Hipnoterapi, Reiki, Rebirthing, NLP ve kinesiyoloji eğitimleri aldı. California Jaycee’s organizasyonunda uzun yıllar bireysel gelişim alanında hizmet verdi. Sorunlu çocukların gittiği okullarda gönüllü çalıştı.<br /> International Council for Self-Esteem Türkiye temsilcisidir.<br /> Türkiye’de ilk kez 1993 yılında hipnoterapi yöntemiyle ağrısız ve ilaçsız, suda doğum yaptırdı.<br /> Basın dünyasında birçok dergide ve Güneş gazetesinde araştırmacı gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı. Dört yıl Bilar ve Bilsak’ta haftalık konferanslar verdi. Değişik radyolarda (Enerji FM, Show Radyo, Best FM ve Radyo TRT1) Kuraldışı ve Ötesi adlı psikoloji ve bireysel gelişim eksenli programlar hazırlayıp sundu. TGRT’de hafta içi her gün, Nil Gün ile Yeni Bir Gün adıyla bir sohbet programı yaptı. Radikal gazetesinde psikoloji ağırlıklı dizi yazıları yayımlandı.<br /> Cine-5 kanalında Çekim Yasası programını hazırlayıp sundu. (2007)<br /> Amerika’da 1981, Türkiye’de 1989 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshop çalışmaları yapıyor.<br /> Bireysel gelişim kavramının Türkiye’ye girmesinde ve birçok yayınevine yaptığı danışmanlıkla bu alandaki yayınların tanınmasında öncü oldu. Ayrıca uzun yıllardır ideali olan, okullara Özsaygı (Self-Esteem) derslerinin girmesi için ilk adımı attı ve özel bir okulda Özsaygı dersleri vermeye başladı.<br /> Çok sayıda kitabı, çevirisi; hipnomeditasyon, zihin programlaması, motivasyon ve çocuk eğitimi CD’si vardır. Ayrıca Bütünsel Kinesiyoloji alanında yaptığı çalışmaları içeren, Bedenin Bilgeliği adında kapsamlı bir DVD çıkarttı.<br /> Öncelikli hedefi, Bütünsel Kinesiyoloji (PiKi) eğitmenleri ve danışmanlar yetiştirerek eğitim, sağlık ve iş hayatı alanlarında topluma yararlı olmaktır.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This