zihinsel-bir-devrim-amac-belirlemek-i

İnsanlığın büyük ve muhteşem eseri, bir amaçla yaşamayı bilmektir.

                                                                                                         Montaigne

Yolumuza bir amaçla devam etmek. Hayatımızda neyin gerekli, neyin gereksiz olduğunu bilmek ve ipleri eline alabilmek… Bunlar, yazıldığı kadar basit olmayan, bütün korkularla ve ödünç düşüncelerle yüzleşmeyi gerektiren bir mükemmellik bilincini şart koşuyor… Yaşamımızı, kaderimizi, geleceğimizi hatta şu anda bulunduğunuz fiziksel ortamı dahi belirleyen o önemli “farkındalığı” kazanmanın yolu, kendimizle yüzleşirken yalnız kalmayı ve bütün dış sesleri susturmayı gerekli kılıyor.

İngilizcede “Aim” (Amaç) sözcüğünün “I am” (Ben) sözcüğünün anagramı olduğu söylenir. Ne kadar da sembolik, değil mi? Bu nedenden dolayı, ”Who am I?” (Ben kimim?) varoluşsal sorusuna şu cevabı verebiliriz: “I am my aim” (Ben, amacımım).

Bu iki kelimelik cümlenin barındırdığı olgunluk, bütünlük ve sağlık, bizi varlığımızın özüne ve tümüyle insan olmaya yaklaştırır. Bir amaca sahip olmak, kişinin kaderine hâkim olmasıdır. Bu, hayatımızda neyin zaruri olduğunu ve neyin zaruri olmadığını bilmek demektir. Bize dürüstlük bilincini verir.

Kişinin kendini, gizilgüçlerini, duygu, itki, anı, kapasite ve yazgısını tanımaktan duyduğu korkunun birçok psikolojik rahatsızlığın en büyük nedeni olduğunu keşfeden Freud’un dediği gibi: “Bir insanın yapabileceğin en işi şey de kendine karşı tümüyle dürüst olmaktır.”

Hayatınızın amacı nedir?

Bu sorunun yanıtını arama yolculuğunun bizlere öğreteceği çok şey vardır ve yine bu soru karşısında çok güçlü düşünceler, en önemli adamlar, dev faaliyetler çocuk gibi küçülebilir…
Dünyada neyi değiştirmek istiyorum? Bunun için öncelikle kendimi değiştirmem gerektiğinin farkında mıyım? Bu bir hayat amacı olabilir mi? Bunu yapabilmem için ne tür donanımlar gerekiyor? En zor şartlarda hatırlayacağım bir amaca tutunmak hayatıma ne tür değişiklikler getirecek? Yeteneğimi, kaynaklarımı, zamanımı, iletişim becerilerimi, inisiyatif kullanma yeteneğimi, cesaretimi ve enerjimi maksimum düzeye çıkaracağım bir kavrayışa nasıl ulaşırım?
Yaşam amacımızı ararken hareket noktası olarak kabul edebileceğimiz bu soruların ışığında, “içimize işleyen” bir yüzleşme deneyimi kazanmak, bazen gözyaşlarıyla, bazen kahkahalarla, bazen de ikisiyle birden karşılaşmak, belki de acıya yakın bir duygu yaşamak gerekiyor. Zaten gelişim ve kendini gerçekleştirme acı, üzüntü, keder ve kargaşa olmadan olabilir mi?

Hayat amacımızı bulduğumuzda “Diğerleri ne düşünür” korkumuzu aştığımızı, özgürleştiğimizi, yaşamımızı hayallerimizi yansıtır hale getirdiğimizi, zenginlik, konfor ve başkalarının takdirini kazanmak gibi küçük ve ucuz hedefler tarafından aldatılmadan odaklanabileceğimizi göreceğiz.

Az bir kazanım değil… Hümanist psikolojinin babası olan Abraham Maslow’un da dediği gibi: “Belki de pek yakında içsel doğasına kendisini dile getirme özgürlüğü veren, onu kısıtlamayan, bastırmayan, yadsımayan insan örneğini tanıyacağız…”

Kuraldışı’nın 8 Nisan’da başlayacak Amaç Belirlemek ve İnisiyatif Alabilmek workshopu ile ilgili bilgi edinmek ve kayıt yaptırmak için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Mutlu Dinçer

Share This