Dün kardeşim geldi, sürpriz yaptı bize. İyi ki geldi canım benim ya. İçlerinde beni en iyi anlayan kardeşim Ferhat’tır. Bana hep şunu söyler. Düşenin halinden düşen anlar diye. Çünkü o da çok sevdiği için beni anlıyor…

Günlüğüne bu satırları yazdıktan dört gün sonra Esra, geldiği için çok sevindiği, evinde misafir ettiği, güvendiği “canım benim” dediği kardeşi Ferhat tarafından sırtından bıçaklanarak öldürülüyor. (Radikal gazetesi 27 Nisan 2010)

Suçu: Ailesinin onaylamadığı biriyle evlenmek.

Esra’nın günlüğündeki son yazısı ise şöyle:

Biliyor musun bugün tam bir ay oldu, bir tanemle evleneli. Allahıma çok şükür şu ana kadar her şey mükemmel gidiyor. Rabbim daim etsin inşallah ama inanıyorum ki hep böyle daim edecek. Ya günlük, ben annemi ve babamı çok çok özledim. Canım annem ya benim çeyizimi topluyor ve yatak bağlıyormuş. Demek ki annelik böyle bir duygu, evlat ne yaparsa yapsın asla ama asla atılmıyor. Eee artık ben de bunu anne olunca anlayacağım.

Atılıyor Esra, atılıyor, hem atılmakla da kalınmıyor toprağa gömülüyor. Öldürüldüğünde hamile olan Esra, sadece anneliğin nasıl bir duygu olduğunu değil, çok sevdiği annesinin, ardından neler hissettiğini de bilmeyecek.

Namusu kadınların bacak aralarında arayan namussuzluk sürdüğü sürece, erkeklerin kadınlara yönelmiş şiddeti de bitmeyecek.

Namusu kadınların bacak aralarında arayan namussuzluk sürdüğü sürece, sadece sevdiği için öldürülen Esralar’ın değil, tecavüze uğrayan çaresiz kadınların da öldürülmesi son bulmayacak.

Neden tecavüz eden erkek değil de tecavüze uğrayan kadın cezalandırılır, hiç düşündünüz mü? Çünkü erkeği hedef alırsan ailenin diğer erkeklerini de tehlikeye atarsın, kadını öldürdüğünde olay kapanır. Ve bunun adı erkekliktir.

Kendilerinin öldürülmesinden ödü kopan erkekler kadınları öldürerek namuslarını temizliyorlar ve erkek oluyorlar. Kadınların bacak aralarındaki namus yine kadınların kanlarıyla temizleniyor.

Namusu kadınların bacak aralarında arayan namussuzluk, sevdiğiyle evlenen bir kadını erkek kardeşine öldürtebiliyor.

Bu olanlar sizden çok uzakta değil mi? Sizin hayatınızı doğrudan etkilemiyor. Sabah keyifle kalkıp gazetenizi açtığınızda okuduğunuz haberlerden biri ya da birkaçı sadece. Okurken belki biraz üzüleceğiniz ve gazeteyi kapattığınızda etkisini yitiren sıradan bir üçüncü sayfa haberi sadece.

Erkekler! Namusu kadınların bacak aralarında görüyorsanız, bu cinayetlerden siz de sorumlusunuz. Cinayeti sizin işlememiş olmanız sizi sorumluluktan kurtarmaz.

Bir bedeni öldürmüyor olabilirsiniz. Peki, ya öldürdüğünüz ruhlar!

Not:

TDK sözlüğüne göre namus; bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, eski Yunan kaynaklarına göre düzen anlamına geliyor.

Bu durumda sorgulamamız gereken iki soru duruyor karşımızda:

  1. Namusumuzu savunduğumuzu zannederken ahlaki kuralları ve toplumsal değerleri (bu değerler kadınlara şiddeti içerse de) savunuyor olabilir miyiz?
  2. Namusumuzu savunurken düzeni savunuyor olabilir miyiz?
<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/namus-denen-namussuzluk/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/namus-denen-namussuzluk/" data-text="Namus Denen Namussuzluk" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/namus-denen-namussuzluk/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><a href="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/saim-koc.jpg"><img decoding="async" class=" size-full wp-image-9853 alignleft" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/saim-koc.jpg" alt="saim koc" width="169" height="215" /></a></p> <p>10 Haziran 1946 doğumlu Saim Koç, Ege Üniversitesi’nde iktisat eğitimi aldı. Bir süre gazetecilik yaptı. Değişik yayınlarda ekonomi üzerine yazıları çıktı. Yine aynı alanda konferans ve seminerler verdi.</p> <p>1994 yılından itibaren Nil Gün’le birlikte bireylere ve kurumlara bireysel gelişim eğitimleri vermeye başladı.</p> <p>Aynı yıl yine Nil Gün’le birlikte bireysel gelişim ve psikoloji ağırlıklı kitaplar yayımlayan Kuraldışı Yayınları’nı;</p> <p>1995 yılında araştırma, inceleme ve tarih türlerinde kitaplar yayımlayan Aykırı Yayınlarını;</p> <p>2006 yılında, edebiyat türünde kitaplar yayımlayan Hitkitap’ı kurdu.</p> <p><a href="https://www.kuraldisi.com/bookstore-yayin/bireysel-gelisim/ozsaygi/">Özsaygı – Öncelikler Listende Kaçıncı Sıradasın</a>, <a href="https://www.kuraldisi.com/bookstore-yayin/iletisim-ve-iliskiler/iletisimde-ustalasmak/">İletişimde Ustalaşmak</a> ve <a href="https://www.kuraldisi.com/bookstore-yayin/iletisim-ve-iliskiler/beyaz-atli-kurbagalar/">Beyaz Atlı Kurbağalar</a> adlı kitapların yazarı olan Koç, uzmanlık alanı olan iletişim ve ilişkiler konusunda Koçluk da yapmaktadır.</p> <p>Halen Eğitmenliğinin ve Koçluğunun yanı sıra Aykırı Yayınları ile Hitkitap’ın Yayın Yönetmeliğini de sürdürmektedir.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This