Bir yanda yıllardır bana güzelliklerini sunan, odamı güzelleştiren ve benimle yaşayacak olanlar, bir yanda birkaç günlüğüne gelip, solup sararan, gözümün önünde eriyip gidenler…
Çiçekler… Topraklı çiçekler… Topraksız çiçekler. Şu anda topraklı çiçeklerim kış uykularından uyanmış, yeni tomurcuklarıyla baharı karşılıyorlar. Yeni gelen vazodaki çiçeklerim çok güzeller ama ne yazık ki önümüzdeki haftayı göremeyecekler. Topraklı gelselerdi kim bilir kaç baharı birlikte karşılayacaktık.
Bir çiçeği topraksız bırakmak bir insanı aç bırakmaktan farksız.
Toprağından koparılmış, vazoda yaşatılmaya çalışılan bir çiçek artık beslenme şansı kalmamış, serumla beslenen komadaki insandan farksız.
Neden bunu yaparız? Neden çiçekleri topraklarından koparıp vazoya koyarız, hem de ömrünü birkaç günle sınırladığımızı bile bile?
Kaçımız bunu sorgulamayı akıl ediyor?
Maalesef bu hayatı bilinçsizce yaşıyoruz.
Bireysel gelişimimize önem veriyoruz ama çiçeklerin yaşamını umursamıyoruz.
Bütünün bir parçası olduğumuzu söylüyoruz ama diğer parçalar (eğer bir çiçekse) bizim için bir anlam ifade etmiyor.
Zararsızlık ilkesi (ki bana göre bu bile yetersiz; yararlılık ilkesi olmalı) kitaplarda, okuduğumuz yerde kalıyor, hayatımızda karşılığını bulmuyor.
Aslında kendimizi ve sevdiklerimizi neye layık gördüğümüzü de gösteriyor çiçekleri topraksız bırakmak.
Kendimizi ve sevdiklerimizi kalıcı mutluluktan mahrum bırakmak değil mi, çiçekleri topraksız bırakmak?
Sana üç günlük mutluluk yeter, demenin bir başka ifadesi değil mi, çiçekleri topraksız bırakmak?
Sevgimizi, çiçeklerin hayatına son vererek göstermek ne hazin çelişkidir.
Biz doğanın efendisi değiliz, onun sadece bir parçasıyız. Eğer bir çiçeğin gözünden görebilseydik kendimizi onun için sadece farklı bir çiçek olduğumuzu anlardık; ne ondan daha güzel, ne ondan daha üstün, sadece farklı bir çiçek.
Bireysel gelişim, sadece kendi hayatımızı sorgulamaktan geçmiyor, aynı zamanda doğadaki tüm canlılarla ilişkimizi sorgulamaktan geçiyor. Otomatiğe bağlanmış tüm davranışlarımızı yararlılık ilkesiyle gözden geçirmekten geçiyor.
Son olarak; bize ille de çiçek getirecekseniz lütfen toprağını da yanında getirin ama Nil’le benim tercihim ya ihtiyacı olan bir çocuğun eğitimine katkıda bulunmanız ya da bir fidan dikmeniz.
Saim Koç